SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM (1977)
Yazarının sesinden dinlemek 2'28" sürüyor...
Duygular ve Gerçeklik
Bir on yıl öncesinde izlediğimde, kavuşamayan iki aşık olarak düşündüğümü hatırlıyorum İlyas ve Asya’yı. Bir gün öylece karşılaşmışlar, aşık olmuşlar, aşkları çok güçlüymüş ama koşullar el vermemiş. Ortada “aşk” olunca, filmin asıl üzerinde durduğu “emek” kavramı bende kaybolmuştu heralde. Şimdi izleyince, her ne kadar başta Asya, İlyas ve Cemşit arasında gelişen bir üçgen gibi görünse de, aslında yaşamından memnun olmayan ve çaresizce kaçmak isteyen genç bir kadının yüzleştiği ikilemleri görüyorum.
Film boyunca yönetmen, izleyiciyi ikili zıtlıklarla buluşturuyor; duygular ve gerçeklik, şehir ve köy, açan ve solan yapraklar, İlyas ve Cemşit. Filmin başında İlyas’ın Asya’ya sundukları çok özeldir; İlyas heyecandır, aşktır, aynı zamanda Asya için görücü usulü evlilikten bir kaçış fırsatıdır. Hayalini kurduğu İstanbul’a bir adımdır belki de. İki aşık olarak ilk yalnız kaldıkları sahnede, aralarındaki bu kıymetli bağı, Atıf Yılmaz, art arda yerleştirdiği birkaç imgeyle çok güzel açıklıyor. Birbirlerine sımsıkı sarıldıkları bu sahnede, ikiliye doğadan çeşitli görüntüler eşlik ediyor; akan nehir, yağan yağmur, batan güneş, açan çiçekler…
Tıpkı bir çiçeğin doğuşu gibi yeniden doğmalarını sağlayan bu aşk öyle içten, öyle doğal ki, adeta ortamla bütünleşmelerini sağlıyor. Onlar doğanın bir parçası, biz ise yaprakların ardından izliyoruz. Fakat yalnızca bu duygu üzerinde bir ilişki kurulabilir mi? Son sahnede Asya’nın da dile getirdiği üzere, sevgi bundan çok daha fazlasıdır. Sevgi yalnızca içinde hissettiğin kıpırtıdan, gözlerindeki ışıltıdan ibaret olamaz, ona ulaşmak için gayret etmek gerekir, ve bu çabayı gösteren de İlyas değil Cemşit olur.
Böyle düşününce kulağa mantıklı geliyor olsa da, acı çekmeye yüklediğimiz duygusal anlamdan olsa gerek, İlyas’ı seçmeyince bir sızı kaplıyor gönlümüzü. İçten içe, keşke İlyas’ı seçseydi, diyor insan. Ortada çocuk olmasa belki ben de öyle derdim. Hatta bence Asya da öyle derdi. Ama çocuk demek gelecek demek, ve dolayısıyla aşktan dah çok güvenme isteği baskın geliyor. Bu yüzden iyi ki Cemşit’i seçmiş. Tabii bir on yıl sonra fikrim değişir mi, bilemem...

Adı: Selvi Boylum Al Yazmalım
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Öykü: Cengiz Aytmatov (Kızıl Jooluk 1963 - Kızıl Yağlık - adlı öykü)
Senaryo: Ali Özgentürk
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Kurgu: İsmail Kalkan
Müzik: Cahit Berkay
Oyuncular: Türkan Şoray (Asya), Kadir İnanır (İlyas), Ahmet Mekin (Cemşit), Hülya Tuğlu (Dilek), Elif İnci (Samet), Cengiz Sezici (Can), Yazıcı (Mert Taktak), Perihan Doygun (Halime), Nurhan Nur (Gülşah)
Yapımcı: Arif Keskiner
Yapım: Türkiye - 1977
Süre: 95'
Telif Hakkı: Darüşşafaka Eğitim Kurumları
